HOROZA SORMUŞLAR; YUMURTA MI TAVUKTAN ÇIKAR, TAVUK MU YUMURTADAN DİYE, HOROZ DA DEMİŞ, BANA NE BEN İŞİME BAKARIM ÖTER GEÇERİM

HOROZA SORMUŞLAR;YUMURTA MI TAVUKTAN ÇIKAR,TAVUK MU YUMURTADAN DİYE,HOROZ DA  DEMİŞ BANE NE BEN İŞİME BAKAR ÖTER GEÇERİM

Kişi, kurum, siyasi cenah, yerel yönetim veya akil insan sınıfına koyduğumuz her kimse, kimseler… Buna sanayi ve iş dünyasını da ekleyin! Eleştirmek, yerden yere vurmak, kara çalmak, iftira atmak, hakaret etmek, belden aşağı indirmek, hahını avucuna vermek, yıpratmak adına yerlerde süründürmek, itibarsızlaştırmak, küçük düşürmek ve bunun gibi… Say sayabilirsen… Bunlar insanın dilinin ucunda, ya da bilgisayarın klavyesinde gizli şeyler. Anlık… Dilin kemiği yok. Kandil diyorlar da, değil… Kan ve dil… Kan diliyle yazmak, kan diliyle konuşmak, kan diliyle serseme çevirmek saniyelik iş. Kişi, yüz yüze bakamayacak hareketlerden, eylemlerden, sözlerden ve iç geçirmelerden uzak durmalı ki, gerçek yüzü, karakteri çıksın ortaya... İnsan üzerinde kumar oynanmaz! Hele hele şahsiyet üzerine uçan kuşun kanadını kırmakmı daha heyecanlı? Uçamayan kuşa kolkanat olmak mı?...Kimseye yaşlı heyecanı bitmiş moruk yakıştırması yapmak cüretini göstermedim hep kendi kendime ne oldum sorusu yerine ne olacağım diye sordum...Yazdığım yazılarda yaptığım haberlerde söz uçar yazı kalır tabirini düşünerek dedikodulara mahal vermeden araştırdım sordum soruşturdum gerektiğinde kaynağına veya muhattabına tehit ettirip yazdım... Yanımdaki dalkavuklara donkişotlara gereken cevabı verip başka mutlu oldukları kapıya gönderdim... Donkişot yakıştırmasını asla asla kullanmadım hiçbir haberimde veya yazımda kimsenin kişilik haklarına bırakın saldırmayı hakaret bile etmedim...Etti iddiasında bulunanlar yasal mercihlerde haklarını aradılar hiçbir sonuç alamadılar olamayan bir şeyin sonucunu nasıl alsınlar ki? Bana ve aileme hakaret edene bin misli ile cevabını verdim...Şov yapmadan şov bitti demeden arkasından konuşmadan dikildim karşısına kimi nezaket anladı kimi tehdit anladı... Savcılığa sikayetçi olan da oldu...Uzaklaştırma kararı çıkartan da oldu... Geriye dönüp baktığımda gazeteciliğe başladığım 1996 yılından bu yana 4 belediye başkanı,14 ilçe kaymakamı,10 vali ile tanışma ve görüşme yaptım, savcı hakimlerin sayısını bile hatırlamıyorum... ilimizde veya ilçemizde görev yapmış savcı Hakim,Belediye başkanı,kaymakam,vali gibi bir çok bürokratla veya daire amiri ile acı tatlı anılarımız olmuştur... Yine bölgemizde siyaset yapan siyasiler ile aynı şekilde görevimiz icabı zaman zaman görüşüyoruz...Yaptığımız haberlerden menun olan var olmayan var...Kendisi açısından iyi haber olan açıp teşekkür etmediği gibi...Kendisi açısından yapılan haberi beğenmeyip telefon açıp sitem eden de oluyor yani...Tekzip metni gönderip yayılanmasını rica edenleri aynı zamanda Hukiki hakların kendinde saklı olduğunu maddi manevi itibar kaybını benim üzerimden kazanmayı hedefleyenler de olmuyor değil... Nuri Çağlar olarak ister DHA Şarköy Temsilcisi Olarak İsterse Şarköy Haber olarak 1996 yılından bu yana maddi manevi bedel ödüyorum... Biz gazeteciler, sizler; yani siyasetçiler, işadamları, sendikacılar, sivil toplum kuruluşları, esnaf kuruluşları ve bu kentin kanaat önderleri, akil adamları falan…Siz benim kadar yaşadığınız Şarköy ilçemiz için bedel ödediniz mi acaba? Sizlerle diyalog kurmakta sıkıntısı varsa kendini gazeteci sayanların, bir başka yerlerden beklentileri ve beslenme çantaları doldurulduysa bir geri adım atar zaten... Bilmece gibi, bulmaca gibi bir yazı oldu belki de, anlayan anladı, Size de tavsiye ederim! “Eşekten düşenin halinden, ancak eşekten düşen anlar” bana da güvenmiyorsanız sizden önce bana bulaşan meslektaşınıza sorun beni... Yanınızda adam sanıp taşıdığınız benim deyimimle dalkavuk sizin deyiminizle Yankee, Donkişot hiçbir iş yapmadan ilçeye fayda sağlamayan, oturduğu koltuktan göbeğini kaşıyan dönem adamı ilçeye katmadeğer sağlayan çalışkan müdürler bir bir sizin vasıtanızla ilçeden gönderen alkol masalarında sizin NKÜ Hastenesinde yaşadığınız olayı meze yapan zat. Neyse o da bizde saklı kalsın sonra birlikte yorumlarız! Anlayacağınız yukarıda yazıldığı gibi köşenimin adı Kırık Kalem ben kalemimi kırıp da yola çıktım... Anlayacağınız önümüzdeki günlerde cümbüş var...