SİYASETMİ POLİTİKAMI ?

SİYASETMİ POLİTİKAMI?

Günümüz siyaset ve siyasetçisinde şeref, namus, fedakarlık, vefa, sadakat arayan ya aynı kumaştandır; ya da benim gibi saftirik... Son cumhurbaşkanlığı seçiminde Tekirdağ’da önümüze düşenler bile aklımızı başımıza getirmediyse, bizden bir cacık olmaz... Şuan CHP'nin delege yapısını ele geçiren isim Ekrem İmamoğlu... İstiyor ki; bu yapı cumhurbaşkanı adayını belirlesin... Yani kendisini aday göstersin... Bir acele; bir acele ki... Bir bencillik; bir bencilik ki; sormayın... İmamoğlu ve ekibi partiyi ele geçirme işine yeni başlamadı... Kılıçdaroğlu'na en yakın isimler dahil, genel merkezde ve bir çok il teşkilatında çok önceden yapılanmıştı... Tekirdağ bu illerden biri mesela... Bu ekiple sürekli Kılıçdaroğlu'nu halkın gözünde küçük düşürecek şeyler ortaya çıkarıyorlardı... Bir bakıyoruz; Kılıçdaroğlu'na Atatürk düşmanı bir isim danışman yapılmış; sonra bu medyaya servis edilmiş; vur patlasın çal oynasın... Bir bakıyoruz; muhalif görünen bir gazetecinin önüne atılmış; saydırıyorlar da saydırıyorlar... Bir bakıyoruz; CHP televizyonu zannedilen bir televizyon; Kılıçdaroğlu'na savaş açmış... Hem de tam seçimlerin arifesinde... Tüm bunlara rağmen; son ana kadar cumhurbaşkanlığı seçim anketleri Kılıçdaroğlu'nu önde gösteriyordu... Kamuoyuna baktığımızda bu anketlerin aksini gösteren farklı bir belirti de yoktu... Ama o süreçte taşlar öyle döşendi ki; bu seçim kaybedildi... Bu seçimin kaybedilmesinin arkasındaki mimar Ekrem İmamoğlu ve şürekasıydı... Ekrem İmamoğlu üzerinden CHP'nin dizaynı veya ele geçirilmesi projesinin mimarı ise; Recep Tayyip Erdoğan... CHP'nin milletvekili aday listeleri dahi, seçim öncesi günlerce tartışıldı... Milletin tepkisini çeken isimler sanki oylar düşsün istenir; CHP'liler dahi tepki göstersin istenir gibi, listelerde seçilecek yerlere kondu... O gün ülke genelinden gazete manşetlerine yansıyan ve çoğu CHP'lilerin dahi tepkisini çeken isimleri sıralamaya gerek yok.. Ben Tekirdağ'dan ilerleyeceğim... Tekirdağ için öyle bir liste çıkartıldı ki; seçilme ihtimali olan birinci ve ikinci sıra, önce partinin tabanına şamar gibi indi... Faik Öztrak ve İlhami Özcan... Topluma heyecan vermesi gereken isimler beklenirken, siyaset dili ile iki dinozor... Beş dönem Tokat milletvekilliği yapan; ama bu sürede CHP rozeti ile toplum adına, iktidardaki muhataplarına tek kelime muhalefet etmeyen... Zor durumda bırakılmışları, hakkı yenilmişleri bir kere olsun arkasına alıp sahip çıkmayan birini... Torpilden, hileli personel alımlarına, yolsuzluklardan, hukuksuzluklara kadar Tekirdağ'da halkın bile tartıştığı, hatta yer-yer ulusal medyaya giden konuları dahi iktidardaki muhataplarını zor durumda bırakmamak için ağzının ucuyla dahi gündeme getirmeyen bu ikili ismini altıncı ve üçüncü kez aday listesine koydular... Bu isim için kendi olması partisindekiler dahi, Ak Parti'nin dördüncü milletvekili çıkaracak demelerine rağmen... Aslında CHP listelerinde ülkenin her yerine yerleştirilen tepki çekecek ve oy kaybettirecek isimlerle hazırlanan listenin bir yansımasından başka bir şey değildi Tekirdağ listesi... Ama biz onu o gün tam anlayamıyorduk... Hata zannediyorduk; genel merkez yanıltılıyor zannediyorduk... Oysa, daha sonraki olaylarla bunları birleştirince anlıyoruz ki; yaşananlar ne hata ne yanıltmaymış... bunlar CHP'ye kaybettirmek için döşenen taşların ve planın bir parçasıymış... Seçim startı verildiğinde CHP Tekirdağ il başkanlığı ve onun emrindeki ilçeler seçime hiç asılmadılar... Göstermelik çalışmaları boş verin... İkinci turda belgeleri ile ben ortaya çıkardım ki; YSK'nın CHP'ye verdiği billboardları dahi kullanmayarak, koskoca ile tek bir tane dahi Kılıçdaroğlu posteri asmadılar... Uzun süredir Tekirdağ yerelinde gazetecilik yaptığım için, üç dönem Tekirdağ CHP milletvekilliği yapıp dördüncü dönem milletvekili adayı yapılmayan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer il ve ilçe kongrelerinde Kılıçdaroğlunu ve altılımasa ve millet itifakını eleştirmesi gördükten sonra İmamoğlu ile ilişkilendirmem zor değil... Dedim ya; Genel Merkez'de dahil parti İmamoğlu'nun elinde... İmamoğlu'nun kimin elinde olduğunu sürekli söylememe gerek yok sanırım... İtiraf edeyim; İYİ Parti Meral Akşener altılı masadan kaktığı zaman bence kalkmadı AKP ve Cumhurbaşkanı tarafından her seferinde yapılan teklif ve telkinlerle katıldığı altılı masa her toplantılarına kapris kibir ve yeni yeni isteklerde bulunması sonrası kaldırıldı... Ve tam aday açıklama sathı mahalline girince patladı... Kumar Masası Noter Masası zırvalaması ile Ekrem İmamaoğlu, Mansur Yavaş kazanacak aday güzelmesi ile bu günki noktaya gelindi. Meral Akşener ile bir olup, kameralar önünde yaptıkları, "İmamoğlu'nu isterük" şovları; hazırladıkları aday listeleri ile ele geçirdikleri teşkilatları çalıştırmayarak CHP'ye seçimi kaybettirme projesinin mimarı İmamoğlu'na biat... Gazeteciysen; alışacaksın böyle tiksindirici durumlara... Siyaset kurumu, iğrenç bir kurum çünkü... Kılıçdaroğlu gitti; kavga da bitti... İki kelimeyi bir araya getiremiyor dedikleri adamın kurduğu cümlelerin yüzde onunu dahi kuramıyorlar... Abartı olarak söylemiyorum; vallahi de kuramıyorlar; billahi de kuramıyorlar... Hesap sorma iddiası bitti... Yargılatma iddiası bitti... 400 milyar doları alıp, hazineye koyma iddiası bitti... Emanetçiler üzerine devredilen şirketleri tekrar kamulaştırma iddiası bitti... Beğenirsiniz; beğenmesiniz; ama tablo bu maalesef... Ki; ülkenin dört bir yanında durumun buna benzer olduğunu hissediyorum..