MİLLET İTTİFAKI SAHAYA İNDİ
Saraçhane'de İBB Başkanı İmamoğlu'nu ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu," Hüzün bize yakışmaz. Çünkü, biz haklıyız. İstanbul’un rantına doymadılar. Onları doydurmayacağız. İstanbul'un rantı, İstanbullulara aittir. Ekrem Başkan bu rantı, İstanbullulara teslim edecek. Buna tahammül edemiyorlar. Ama Allah büyüktür. Biz, haklı olduğumuz sürece, senin başkanlığında bütün bu sorunların tamamını çözeceğiz. Bundan en ufak endişen olmasın” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere bu sabah Almanya'ya gitmişti.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına karar verilmesinin ardından Kılıçdaroğlu, Almanya programını iptal ederek Türkiye’ye döndü.
Hava limanından partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, buradan Saraçhane’ye hareket etti.
CHP’li belediye başkanları ve yoğun bir kalabalık tarafından karşılanan CHP lideri, İmamoğlu’nun makam odasına geçti.
“GÜLÜMSEMENİ SÜRDÜR”
Burada bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı;
*Hüzün bize yakışmaz. Çünkü, biz haklıyız. Haklı olduğumuz sürece, her zaman gülümsemeliyiz. Haksızlıklara karşı gülümsediğimiz bütün bu haksızlıkları düzelteceğiz. Düzeltme konusunda da irademizi, hep beraber, birlikte dile getireceğiz.
*Ekrem Başkan’ın haksızlığa uğraması, aslında 16 milyon insanın hakkının gasp edilmesi anlamına gelir. Eğer bir yargı, 16 milyon insanın hakkını gasp ediyorsa, o yargı, yargı değildir. O yargı, birilerine kendi iradesini teslim etmiş yargıdır.
*Onlara biz, hakim demeyiz. Hakim olanların egemen olduğu bir yargı olur o yargı. O açıdan Sayın Başkan, hiç moralini bozma. Gülümsemeni sürdür. Hayata gülümsemeyle bak. Eşine, çocuklarına, yakınlarına gülümsemeyle bak. Ve 16 milyon insana, gülümsemeyle hizmet ettik. Bundan en ufak bir endişen olmasın. 16 milyon seni kucaklıyor.
“İSTANBUL'UN RANTINA DOYMADILAR”
*Ayrıca bir şey daha söyleyeyim. Benzer bir olay, İzmir’de, belediye başkanımız için de yapıldı. Yüz küsur yılla yargılandı ve beraat etti. Oraya da gittim. Orada da söyledim. Aynı şeyleri söyledim.
*Aziz Kocaoğlu, İzmirlilere hizmet etti. İzmirliler için çalıştı. Ve bu mücadelesinde haklı olduğunu hem yargı teslim etti adalet sonunda hem de İzmirliler teslim ettiler. Senin de başarılarını kıskanıyorlar. Hazmedemiyorlar. Ama hazmedecekler. İstanbul'un rantına doymadılar. Onları doydurmayacağız. İstanbul’un rantı, İstanbullulara aittir. *Ekrem Başkan bu rantı, İstanbullulara teslim edecek. Buna tahammül edemiyorlar. Rantı almak istiyorlar. Ama Allah büyüktür. Biz, haklı olduğumuz sürece, senin başkanlığında bütün bu sorunların tamamını çözeceğiz. Bundan en ufak endişen olmasın.”
Saraçhane’deki demokrasi buluşmasında konuşan DEVA Partisi lideri Babacan, "Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum" dedi. İktidara tepki gösteren Babacan, "Türkiye birden büyüktür" ifadelerini kullandı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis ve siyasi yasak cezası üzerine Saraçhane'de düzenlenen
“Millet, iradesine sahip çıkıyor” mitinginde konuştu. “İMAMOĞLU KARDEŞİME YAPILAN HAKSIZLIĞI REDDEDİYORUM”
Babacan şu ifadeleri kullandı:* “Biliyorum çok öfkelisiniz. Hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. “CANAN HANIM’A, DEMİRTAŞ’A YAPILAN HUKUKSUZLUĞU REDDEDİYORUM” * Daha birkaç ay evvel Canan Hanım'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum. Onun için buradayım. İsyanımızı, feryadımızı, tüm İstanbul, tüm Türkiye duysun diye buradayım. * Farklı fikirlerden, farklı kimliklerden, dünyadan korkmayan bir Türkiye istiyoruz. Biz özgürce konuşan, cesur, zengin bir Türkiye istiyoruz. Endişeye mahal yok! Biz buradayız. Biz halkın yanındayız, hakkın yanındayız.
“SANDIK GÜNÜ CEVABIMIZI VERECEĞİZ”
* Nedir bu çektiğimiz? Devlet gücünü eline geçiren, başlıyor aşağıdakileri ezmeye. Başlıyor rakibini, sevmediklerini ezmeye. Başlıyor zulmetmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Üste çıkan başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni Sayın Erdoğan, üste çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor. Zulmetmeye başlıyor. Sandık günü cevabımızı vereceğiz hep beraber. Sayılı gün çabuk geçer. İşte biz, bu ülkede nöbetleşe zorbalığa karşıyız. * Bu millet, 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta, 15 Temmuz'da silahla, topla, tüfekle demokrasiye kast edenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir millettir. Bu millet Nazım Hikmetlere, Ahmet Kayalara, Necip Fazıllara, Halide Ediblere zulmedenleri, tarihin tozlu sayfalarına gömen bir millettir. İnanın bu millet, yargı oyunlarıyla kendi iradesini görmezden gelenlere de en iyi cevabı ilk sandıkta verecektir. Bu millet zulmedenlere gerekli cevabı verecektir. Hem de çok yakında verecektir. * Biz, herkes için adalet demek için buradayız. Biz, herkes için özgürlük demek için buradayız. Türk, Kürt hiç fark etmez. Sünni, Alevi hiç fark etmez. Yaşam tarzı fark etmez. İnansın, inanmasın fark etmez. Biz hep beraber Türkiye'yiz. Bütün Türkiye için özgürlük ve adalet diyoruz. Onun için bugün buradayız.
“2015’TE ÜÇ DÖNEMİ DOLDU”
* Yıl 2002. Şu andaki iktidar, ‘3Y ile mücadele edeceğim' diye başa gelmedi mi? 3Y neydi? Yolsuzlukla, yasaklarla, yoksullukla mücadele. Döndü dolaştı 3Y milletin başına çöktü. Yolsuzluk var mı? Yoksulluk var mı? Yasaklar var mı? İşte Ekrem İmamoğlu kardeşimizi yasaklamaya çalışan bir zihniyet bu. Çok yazık. Yıllar sonra kendi iddiasını, kendi mücadelesini unutan ve aynı zorlukları başkalarına yaşatan bir zihniyetle karşı karşıyayız.
* Devlet gücünü kullanan, devlet gücüne sahip olan süreyle ve hukukla sınırlı olmalıdır. Üç dönem kuralı vardı. 2015'te doldu üç dönem. Uçaktan gelirken ne demiş? Hani ‘Son defa aday olayım' falan diyordu ya. ‘Yok, daha bırakmayacağım diyor. ‘Partiyi falan bırakmam' diyor. Yetmiyor. Şu andaki iktidar partisinin kuruluş akitnamesinde vardır: 2015'te üç dönemi doldu. Ne zaman ki devlet gücünü kullanan süreyle sınırlanmaz, hukuku tanımaz, o andan itibaren güç yozlaşması, güç zehirlenmesi olur. Mutlak güç mutlaka yozlaştırır.
“TÜRKİYE BİRDEN BÜYÜKTÜR”
* Bu meydan yarına nasıl bir ülke bırakacağımıza karar verecek olan meydandır. Korku mu, umut mu? Kararı bu meydan verecek. Depresyon mu, mutluluk mu? Açlık mı, zenginlik mi? Çatışma mı, barış mı? Baskı mı, özgürlük mü? Otokrasi mi, demokrasi mi? Bu meydan bunun en güçlü cevabıdır: 85 milyon birden büyüktür. Türkiye birden büyüktür.”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek için “Millet, İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "İstanbul’dan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye haykıranların o sesini duymayanlar, onlar saraylara kapandığı milletin sesini duymadığı anda biz Saraçhane’deyiz. Bir tiyatroya, bir haksızlığa, kara cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular...
Diyorsunuz ki, Saray sizinse Saraçhane bizimdir. Diyorsunuz ki zulüm sizinse, haksızlık sizinse sandık bizimdir" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek için “Millet, İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde konuştu.
İMAMOĞLU’NU YANINDAN AYIRMADI
Ekrem İmamoğlu ile sahneye çıkan Akşener, ”Bugün burada bir büyük haksızlığın iadesi için toplandık” dedi. Akşener, konuşmasında İmamoğlu'nun sahneden ayrılmasını istemedi. Halktan ‘Ekrem Başkan' sloganları yükseldi.
İMAMOĞLU'NA ATKI VERDİ, HİKAYESİNİ ANLATTI
Akşener, sahnede İmamoğlu hediye ettiği atkının hikayesini şöyle anlattı:
“Ben bu atkının hikayesini sizle paylaşmak istiyorum. Dün buradan ayrıldık, giderken genç bir kızımız Kıymet Doğan, arabamın camını çaldı, boynundan bu atkıyı çıkardı. ‘Ekrem başkanıma vereceksin Meral Abla, onun için dua edeceğim' dedi. Bu atkı, Kıymet’in atkısı. Bu atkı, kalbinden dualar eden, bu haksızlığı lanetleyen gencecik bir kızımızın atkısı. Biliyorum ki Ekrem Başkan onu bir emanet gibi saklayacaktır.”
“SARAY SİZİNSE SARAÇHANE BİZİMDİR”
“100 yıl önce olduğu gibi bugün de egemenlik, ‘kayıtsız şartsız milletindir' diyenler burada. Saraçhane'de” diyerek konuşmasına devam eden Akşener, şunları söyledi:
“İstanbul'dan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye haykıranların o sesini duymayanlar, onlar saraylara kapandığı milletin sesini duymadığı anda biz Saraçhane'deyiz. Bir tiyatroya, bir haksızlığa, kara cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular…Diyorsunuz ki, Saray sizinse, Saraçhane bizimdir. Diyorsunuz ki zulüm sizinse, haksızlık sizinse sandık bizimdir. 16 milyon İstanbullunun iradesi burada ve millet burada. Milletin sesi burada.”
“GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER”
“Yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat” sloganları yükselmesi üzerine Akşener, “Bu sese kulaklarını kapasalar da size bize terörist deseler de, haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar da cezalandırsalar da bu irade, bu ses, bu yürek, bu cesaret, bu iyilik, bu demokrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki, artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyon, Türkiye'nin de senin yanında olduğunu burada Saraçhane'den görüyoruz. Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Hele aziz milletimizde hiç sürmez. Geldikleri gibi giderler. Geldikleri gibi gittiler. Geldikleri gibi sizin iradenizle gidecekler. Demokrasi bizimdir, sandık bizimdir. Bu irade elbette ki bizimdir” ifadelerini kullandı.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek için “Millet, İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde yaptığı konuşmada, "Adaleti sistematik bir şekilde bu memlekette uygulayanlara, adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı" dedi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek için “Millet, İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde konuşma yaptı. Uysal şunları söyledi:
* “Bir tarihi günde buradayız. İlk ayak basan astronotun dediği gibi benim için küçük ama
insanlık tarihi için bir büyük adımdır dediği gibi, Türk milletinin tarihi yürüyüşünde bir önemli kilometre taşının bulunduğu noktadayız. * Bir büyük üzüntü içerisindeyim. Milletim için üzüntü içerisindeyim. Bu büyük devlet için üzüntü içerisindeyim. Geleceği karartılan gençlerimiz adına bir büyük üzüntü içerisindeyim… * Zalim, zulmünü celladına yaptırırmış. Zalime, onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Yek vücut oluyoruz. Hep beraber ‘Yeter, söz milletin' diye haykırıyoruz.
* Bu cezayı verdiler ama bilsinler ki bu kararın nokta kadar, milletin vicdanında bir karşılığı yoktur. Bu kararı alanları biliyoruz. Bu kararları aldıranları biliyoruz. Herkesin bildiği bir sır. Demokrasiyle, hukukla bu iktidar sahiplerinin ufuklarını gördük. * Adaleti sistematik bir şekilde bu memlekette uygulayanlara, adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı. Yarınlarda göreceğiz. Bu ülkenin kaldırım taşlarında İstanbul başta olmak üzere bu kararları alanlar, alnı dik, başı dik bir şekilde dolaşamayacaklar.”
Saraçhane'deki demokrasi buluşmasında son konuşmayı yapan Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekir, "Yarının Türkiye’sini el ele, gönül gönüle kurmaya çalışacağız" dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek için “Millet, İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde son olarak Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekir konuştu.
KARAMOLLAOĞLU YERİNE BAŞKANVEKİLİ KONUŞTU
Sabri Tekir'i sahneye davet eden İmamoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı
Temel Karamollaoğlu'nun kendisini aradığını belirterek, “Selamlarını, saygılarını iletti sizlere. Türk demokrasisine geçmiş olsun dedi. Bugün aramızda değil” ifadelerini kullandı.Ardından Sabri Tekir, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
* “Bizim esas şiarımız, herkes için adalet demeye devam etmek olacaktır. Onlar şunu isteyebilirler. Onlar kutuplaşmayı kendi siyası çıkarları için gerekli görebilirler. Onlar kutuplaşma dedikçe biz kucaklaşmayı hedefleyeceğiz. Altılı masa olarak takip ettiğimiz bütün politikalar, 84 milyon insanın kucaklaşmasını temin eden politikalar olacaktır.
* Sevgili İstanbullular, şuna emin olunuz ve ümitvar olunuz ki aklı selimle bu süreci devam ettireceğiz. Yaşadığımız bu sıkıntıları da yine aklıselim ile atlatmaya çalışacağız. Yarının Türkiye'sini el ele, gönül gönüle kurmaya çalışacağız.”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na desteğe Saraçhane’ye elen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu “İşin çok acı tarafı; Tayyip bey ile ilgili karar açıklandığında da bu binadaydım. Aradan neredeyse çeyrek asır geçtikten sonra aynı şeyi yaşayacağımı hayal dahi etmezdim” dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da İmamoğlu'na destek için Saraçhane'ye geldi.
İmamoğlu'nun makam odasında ağırladığı Davutoğlu, milli iradeye, Türkiye'deki demokrasi kültürüne destek için geldiğini belirterek şunları söyledi;
“İŞİN ACI TARAFI”
*İşin çok acı tarafı; gelirken duygulandım çünkü Tayyip bey ile ilgili karar açıklandığında bu binadaydım. Şimdi o anı yaşamış insanların… *Aradan neredeyse çeyrek asır geçtikten sonra aynı şeyi yaşayacağımı hayal dahi etmezdim. Siyasetin insanları ve gücün insanları ilkelerden nasıl uzaklaştırdığını görmekten gerçekten hicap duydum. *Siyaset üstü bir mesele, bu bir kültür meselesi, toplumsal hayatın ortak değerlerinin nasıl yıprandığının göstergesi. Fakatsız amasız herkesin tam bir dayanışma içinde olması lazım. Bugün bizim için düğün ve taziye bir arada gibi.
“GÜN, BUGÜN…”
*Bugün kuruluşumuzun 3. yıldönümü. Kutlamaya geçip konuşmam bitmeye yakınken haber önüme düştü. Orada da vurguladım. Yarınki toplantıdan da büyük mutluluk duyuyorum. Gün bugün. *Eğer demokrasi savunulması söz konusuysa tereddütsüz şekilde tavır koymak lazım. Yanınızdayız. Sizin yanınızda olmak demokrasinin, milli iradenin yanında olmaktır. Yarın da en güçlü mesajları vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
“CUMHURBAŞKANI O MAKAMIN SAHİBİ OLARAK KENDİSİNİ GÖRÜYOR”
*Yolda arkadaşlar bahsetti, ‘Nasıl böyle bir siyasi akıl tutulması olur' diye. Dedim ki; ‘Güç yozlaşmasına kapılanlar, öyle bir kısır döngüye girerler ki; akıl da gider vicdan da. Mesele, o gücün yozlaşmasına kapılmamakta ve bu makamları geçici görmekte.
*Maalesef Sayın Cumhurbaşkanı, oturduğu her makamı bıraksa da o makamın sahibi olarak kendisini görüyor. Bunun çok örneklerini yaşadık. ‘Bu bağımsız yargı' diye açıklamalar yapıyor.
*Öyleyse peki bir ses verin bakalım, çıkın deyin ki, ‘Biz bu karara karşıyız.' Şu saate kadar da daha bir açıklama yok. O zaman bu, yargının siyasallaşması. Öyle anlar vardır ki, anında tepki vermediğiniz zaman, verdiğiniz tepkinin anlamı kalmaz.
*Bu hesap olmaz demokraside, siyasi mücadelede. Sadece kendi adıma değil, bütün parti kurullarımız adına da ifade ediyorum.