Gazetecilk Samimiyet İster İnsan Olmak İster

Gazetecilk Samimiyet İster İnsan Olmak İster

İletişimin önemi daha çok fark edilince ve iletişim araçları şekil değiştirdikçe anlayış da değişiyor. Gazeteciler olarak eskiden iletişime en çok ihtiyaç siysasiler,sivil toplum örgütleri  duyardı ve biz gazeteciler takip ederdi...

 İletişimin önemi daha çok fark edilince ve iletişim araçları şekil değiştirdikçe anlayış da değişiyor. Gazeteciler olarak eskiden iletişime en çok ihtiyaç duyan siyaset ve sivil toplumu kendimiz takip ederdik. Ya kendileri gazeteci davet eder veya gazeteciler kendiliğinden takip ederdi. İyi hatırlıyoruz. Siyasi partileri her seçim dönemi bir muhabir takip eder, haberleştirirdi. Bazen bir muhabir öğlene kadar farklı partiyi öğleden sonra farklı partinin etkinliğini haberleştirirdi. Belediyeler için de aynı süreç işlerdi. Belediyeyi, üniversiteyi, hastaneleri muhabirler takip ederdi. Haberler, gazeteci tarafından toplum yararına değerlendirilirdi. Böyle olunca da basın kuruluşlarının kurumlarla arası pek iyi olmazdı. Olmazdı çünkü, kurum amirleri yapılan haberlerden rahatsız olurdu.

Süreç ilerledikçe ikinci evrede anlayış da değişti. Artık belediyeler ve siyasiler haberlerini kendileri yapmaya başladı. Hal böyle olunca, medyaya hep güzel ve olumlu haberler yansıtıldı. Gazeteciler aranmaz oldu veya haberin uzağında tutuldu. Bilgileri dışında etkinliklerde gazeteci gördüklerinde de takipten rahatsızlıklarını ilettiler. Topluma, kendilerinin pişirip allayıp pulladıkları haberleri verdiler. Bu gelişme iki sorun doğurdu. Birincisi, haberin güvenirliliği zayıfladı. İkincisi, toplum yanlı haberlerle manipüle edildi. Haberin güvenirliliğinin zayıflaması ve servis edilen tek yanlı haberlerin yarattığı tahribat, yalnız medyaya değil, aynı zamanda siyasetçiye de zarar verdi. Ne yazık ki siyaset bu zafiyeti hala fark edemedi. Bugün eğer STK’lar siyasilerin arka bahçesi ve ya arpalığı olarak görev alanını dolduruyorsa onlarda siyasiler gibi güven vermiyor...Gazetecilerde taraf onun bunun sesi olunca  güvenilir bulunmadığı gibi doğrunun ve haklının yanında haksızın ve yanlışın karşısında olmadığı süreçte inandırıcılığını ve varlığını kaybetmeye mahkum olur... Bunun en önemli nedeni Siyasilerin STK’ların ve Gazetecilerin daha şeffaf ve samimi olmalarıdır...

Geldik üçüncü evreye… Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve ya Şarköy Belediyesi basın biriminden servis edilen bazı haberler daha fazla dikkatimizi çekti.  Belediyelerden gelen hazır kalıp haberleri medya kuruşları olarak aynıyla yayınlanıyor. Okurlar, o haberleri bizim yaptığımızı düşünür. Diğer türlü, “Belediye Bülteni” algısı doğar ki güven kaybı yaşanır. Büyükşehir Belediyesi ve ya Şarköy Belediyesi bir adım daha ileri giderek haberlerine logo koymaya başladı. Haberlerini Şarköy Belediyesinin logosu ile sunmaya başladı. Yani artık, “Made in Şarköy” gibi… Reklam haberi oldu.

“Olmaz mı?” sesleri duyuyoruz. Hayır, olmamalı. Gazeteler ve internet sitelerinin en büyük özelliği habercilik. Bu tür haberler reklam haberi statüsündedir. Yalnız haberi yapan kurumun itibarını sarsmaz, yayınlayan kuruluşun da itibarı sarsılır. Muhtemelen yarın Basın İlan Kurumu bu tür haberlere reklam statüsünde bakabilir. Yani resmi ilan statüsüne alabilir. Yapan kurum için albenisi, cazibesi olsa da medya kuruluşu ve özellikle okur için güvenilir olmayan haberdir. Bu yol yanlış yoldur ve Biz Şarköy Haber Gazetesi Olarak böyle bir yanlışa imza atamayız...

 Sonuç olarak ne diyoruz? Önemini etkisini ve gücünü yitirmeyen ve hiçbir zaman yitirmeyecek olan haber ve habercilik ne yazık ki diğer keyfiyetlerde olduğu gibi iş bilmez kalpazanların elinde perişan edildi. Bize göre haberin güç yitirmesi, habercinin etkisinden daha çok bu iş bilme kalpazan trolların yüzündendir. Her şeyi kendine yontan hayatında hiç bir haber mekale yazmamış kişiler  ne hazindir ki haberi de kendine yontan bir habercilik türü üretmiştir. Bu habercilik türü son dönemde önümüze reklam haber olarak çıkmaktadır. Etkisini sormayın. İnandırma gücünü tamamen kaybetmiştir. Bugün STK’ların yandaş olduğu dönemde güvenilirliği toplum nezdinde kalmadığı gibi hiç bir yaptırımıda olamaz...İster Büyükşehir Belediyesi olsun ister ilçe belediyesi olsun yol yapmak,çöp toplamak,ilçeyi sinekten arındırmak,işgal edilmiş kaldırımları işgalden kurtarmak,çarşı, pazar,market,fırın denetlemek asli görevi değilmi?bunları yapmayan asli görevlerini yerine getirmeyen ister belediye ister bürokrat ister kolluk kuvvetleri ister siyasetçi isterse sivil toplum örgütü isterse gazeteci olsun görevini yapmıyorsa biliniz ki samimiyetesizdir... Türkiye Cumhuriyeti Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk 1923’ te “Gazeteciler kanunun ve umumun menfaatlerinin aksine muamelelere şahit ve vakıf oldukları takdirde gerekli yayında bulunmalıdır”.Dedikten altı yıl sonra 1929’da “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır”.Demiştir...