DEPREM UZMANLARI UYARIYOR

Tekirdağ'ın Şarköy ilçesi açıklarında meydana gelen 4.3 şiddetinde deprem, Tekirdağ'ın yanı sıra Trakya ve İstanbul'da da vatandaşları korkuttu. Panik yaşayan bir vatandaş, "Depreme çorba içerken yakalandık, yarıda bırakıp dışarı kaçtık" dedi.
Kandilli Rasathanesi verilerine göre, gece yarısı 00.57'de Şarköy Güzelköy Mahallesi açıklarında 4.3 şiddetinde deprem meydana geldi. Kısa süreli paniğe neden olan deprem sonrası can kaybı yada yaralanan olmadığı kaydedildi.
Tekirdağ genelinde korkutan deprem, İstanbul ve komşu illerde de hissedildi. Depreme ilişkin AFAD tarafından yapılan açıklamada, "Şarköy ilçesi açıklarında meydana gelen 4,1 büyüklüğündeki deprem sonrası, an itibarıyla, olumsuz bir ihbarın bulunmadığı bilgisi alınmıştır" ifadelerine yer verildi.
Malkara'da vatandaşları korkuttu
Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde de hissedilen deprem sonrası, vatandaşlar kısa süreli panik yaşadı. Telefonlara sarılan bazı vatandaşların ise yakınlarını aradığı gözlendi. Malkara sakini bir vatandaş ise, "Keyifle çorba içiyordum. Bir anda sallantı olunca dışarı kaçtık, çorba yarıda kaldı. Kısa süreli bir korku yaşadık" diye konuştu.
Prof. Naci Görür uyarmıştı! Tekirdağ Şarköy’deki deprem büyük İstanbul depreminin habercisi mi?
Prof. Dr. Naci Görür Marmara Denizinde olması beklenen büyük deprem ile ilgili 5 ay önce korkutan uyarılarda bulunmuştu.
Malatya ve Elazığ depremini önceden bilen ve dikkatleri üzerine çeken Prof. Dr. Naci Görür Marmara Denizinde olması beklenen büyük deprem ile ilgili korkutan uyarılarda bulundu. 30 yıllık sürenin 21 yılını geride bıraktığımızı ve kalan 10 yıl içersinde en az 7,2 büyüklüğünde büyük bir deprem olacağını belirten Prof. Dr. Naci Görür çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“ÜLKEMİZDE 2 BÜYÜK FAY HATTI VAR”
Türkiye’de 2 adet büyük fay hattı olduğunu ve bunlardan birisinin Tekirdağ açıklarında Marmara Denizinden geçtiğini belirten Prof. Dr. Naci Görür “Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı ülkemizde deprem üreten en önemli iki fay zonudur. Bu faylar boyunca yer alan yerleşim alanları zaman zaman büyük depremlere maruz kalırlar.” ifadelerini kullandı.
ORTALAMA 30 YILDA BİR BÜYÜK DEPREM OLUYOR
Fay hatlarının ortalama 30 yılda bir kırılarak büyük depremlere neden olduğunu belirten Prof. Dr. Naci Görür “Büyük depremlerin Kuzey Anadolu Fayı 20. yy. çok sayıda deprem üreterek enerjisini boşaltmıştır. Bu depremler;
1939 Erzincan, 1942 Niksar-Erbaa, 1943 Tosya-Ladik, 1944 Bolu-Gerede, 1957 Bolu-Abant, 1967 Adapzarı-Mudurnu, 1999 Gölcük ve Düzce depremleridir.
Bu depremler ve burada saymadığım diğer bazı depremler sonucu 100 binden fazla insanımız kaybedildi maalesef.” ifadelerini kullandı.
DEPREM RİSKİ DOĞUDAN BATIYA DOĞRU GELDİ
Fay hattının kırıla kılara Marmara’ya kadar geldiğini belirten Prof. Dr. Naci Görür “Depremlerin yerlerine dikkat ederseniz 1939-1999 deprem zinciri Doğudan başlamış Batıya kayarak İstanbul’un kapısına dayanmıştır. Kuzey Anadolu Fayı’ın depremleri doğudan batıya taşıma alışkanlığı vardır.” dedi
EN SON KIRILMA GÖLCÜKTE OLDU
21 yıl önce meydana gelen Gölcük depreminden sonra büyük bir deprem olmadığını belirten Prof. Dr. Naci Görür “En son deprem Gölcük’deydi şimdi hedef Marmara Denizi. Gölcük ve Düzce depremleriyle Maramara’nın altındaki kabuk aşırı yüklendi. 1999 yılından itibaren her an olmak kaydıyla bu kabuk 30 yıl içinde kırılacak (5-10 sene önce veya sonra olabilir). ” dedi.
10 SENE İÇERSİNDE MİNİMUM 7,2 DEPREM OLACAK
Gölcük depreminden bu yana 20 yıl geçtiğini ve 10 yıl içersinde yine büyük bir deprem olacağını belirten Prof. Dr. Naci Görür “İlk 20 sene içerisinde olmadığına göre son 10 yıllık peryotta deprem olma olasılığı %50’den fazlaya çıktı. Marmara’da deprem olasılıkla Kumburgaz kolunda ve minimum 7.2 büyüklüğünde olacak. Bu dersle ilgili şekilleri ayrı ayrı gönderiyorum.
Sizlerden Kuzey Anadolu Fayı boyunca olan yerleşim alanlarını dikkatlice incelemenizi rica ediyorum.” dedi.

ELAZIĞ DEPREMİNİ ÖNCEDEN BİLMİŞTİ
Elazığ ve Malatya’da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremi tahmin eden Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Denizi’nde olması beklenen büyük depremle ilgili açıklamaları vatandaşları tedirgin etti.
Elazığ’ın Sivrice ilçesinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremi 3 ay önceden tahmin eden yerbilimi ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Elazığ depremi sonrası sosyal medya hesabından yaptığı Marmara Denizi Tekirdağ açıklarındaki deprem tahminleri gündeme bomba gibi düştü.

Deprem uzmanı Ahmet Ercan’dan çarpıcı açıklama
Marmara Denizi'nde dün gece meydana gelen ve merkez üssü Tekirdağ'ın Şarköy ilçesi açıkları olan 4.1 büyüklüğündeki deprem korkuttu. İstanbul'da da hissedilen sarsıntıyı, merkez üssünde yaşayan Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, SÖZCÜ’ye özel açıklamalarda bulundu. Ercan, "Yerden bir kasırga çıkmış, yeri çatırdatarak geliyor gibiydi. Önce aşağıdan güm diye vurdu. Peşinden 3 katlı binayı sarsmaya başladı" ifadelerini kullandı.
Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi açıklarındaki Marmara Denizi’nde 4.1 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası açıklama yapan Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Bu tür çok sayıda deprem olacak ama o büyük İstanbul depreminin 25 seneden önce olacağını düşünmüyorum” dedi.

DEPREMİ ODAĞINDA YAŞADIM
Bir deprem bilimci olarak ilk kez bir depremi odağında olmanın bütün deneyimini yaşadığını belirten Ercan şunları söyledi:
* Tatillerimizi Mürefte'de geçirmeyi çok seviyoruz. Deprem anında yatış durumundaydım. Sahilde 3 katlı bir binanın çatı katında kalıyoruz.
* Sanki o büyük depremler gelir gibi, yerden bir kasırga çıkmış, yeri çatırdatarak geliyor gibiydi. Aşağıdan güm diye vurdu. Sonra binayı sarsmaya başladı. Tam deprem odağının üzerinde olmak çok ayrı bir his. Şöyle bir yukarı doğru ‘P' dalgası gelince ev yukarı doğru kalktı ve sallanmaya başladı.
* Sahildeyiz ve altımız da biraz gevşek olduğu için ev çok sallandı. Deprem 4 saniye sürdü. Yine burada da her zamanki çelişki yaşandı. Depremin büyüklüğünü AFAD 4,1 verirken Kandilli 4,6 verdi.
YENİ DEPREM KIRIĞI OLDU
Bölgede 1912 yılında 7,4 büyüklüğünde depremin de olduğunu hatırlatan Prof. Ercan sözlerini şöyle sürdürdü:
* Bu bölge 1912 yılında 7,4 büyüklüğündeki depremin olduğu yer. Yalnız ben depremi Ganos kırığı üzerinde beklerdim.
* Ganos Kırığı Gaziköy'ün bulunduğu kesimden karaya doğru çıkıyor. 1912'deki deprem Mürefte'nin olduğu yerde Mursallı Köyü'nde patlamış, buradan Saros'a doğru devam etmişti.
* Ama akşam olan deprem bu kırık üzerinde değil de Mürefte ile Hoşköy arasında, denizden yaklaşık 5- 7 kilometre Marmara açığında, 8-14 kilometre derinliğinde ve 4,6 büyüklüğünde oldu.
* Depremin Marmara denizi içinde olması, karada olmaması önemli. Gaziköy Kırığı Avsallı'dan Mursallı köyüne, oradan Çokal Barajı'nın bulunduğu yer üzerinden Saros'a çıkar. Bu olgu yeni bir deprem kırığı olgusu yarattı ben de
2045'DEN ÖNCE BÜYÜK DEPREM OLMAZ
Depremin İstanbul, Edremit, Ayvalık ve Bandırma'ya kadar alanda duyulduğunu da sözlerine ekleyen Övgün Ahmet Ercan, “Ana deprem, yani İstanbul depremi, Küçükçekmece önünde olacak deprem ile Marmara Ereğlisi önünde olacak beklenen büyük depremlerden önce bu tür depremler olacak. Yani büyüklüğü 6'ya kadar varan depremler olacak. Kuzey Marmara'da depremin olması kaçınılmaz. Bunu hiç kimse engelleyemez. Ama her an deprem olacak sözü bilimsel değildir. Ben 2045'ten önce büyük deprem beklemiyorum. 21 yıldır yanılmadım. Böyle abartılıp da bu öncüdür, bunun ardından daha büyüğü gelecek demenin hiçbir şekilde bilimsel yönü yoktur. Ana deprem gelene kadar bu tür alıştırmalar olacaktır” diye konuştu.
BU DEPREM JEOFİZİK MÜHENDİSLERİNE BİLGİ VERİYOR
Depremin oluş şekliyle aslında jeofizik mühendislerine bir bilgi verdiğini de belirten Ercan bu düşüncesini de şöyle dile getirdi:
* Bu depremler, ‘Ben kırığı güneyden geçeceğim' diyor. Yani ‘Marmara'dan geçeceğim, karadan geçmeyeceğim, yeni kırılma yönüm bu yönde olacak' diyerek bize bilgi veriyor.
* Hatta olacağı derinliğin de 8-14 km olacağını da söylüyor. Şu anda biz jeofizik mühendislerini bilgilendiriyor.
* ‘Yapılarınızı bir an önce kentsel yapı haline getirin, daha 25 yıl var ama siz bu süre içinde yan gelip yatmadan bir an önce yapılarınızı iyileştirin' diyor.
* İyi bir deprem yönetmeliğimiz var. Bunu ahlaki ve bilimsel yapıyla birleştirirsek korkulacak bir şey yok. Kimse yabansı karşılamasın çünkü bu tür depremlerin daha büyükleri de yaşanacak.